Yeni baştan yaşama fırsatım olsaydı, bu sefer daha fazla hata yapma yürekliliği gösterir, sakinleşir, jimnastik yapardım. Şimdiki yolculuğumdan daha uçarı bir insan olurdum. Daha çok riske girerdim. Daha fazla gezerdim. Daha fazla dağa çıkar, daha çok nehirde yüzerdim. Daha fazla dondurma, daha az fasulye yerdim. Herhalde daha fazla gerçek, daha az hayali sorunum olurdu. Görüyorsunuz ya ben her gün, her saat aklı başında ve mantıklı yaşayanlardandım. Evet, tadını çıkardığım anlar da var ve yeni baştan onları yaşama fırsatım olsaydı onları daha fazla yakalardım; biliyor musunuz, aslında yalnız anları yakalamaya çalışırdım. Her günü yıllarca geriden yaşamak yerine, yalnızca anlar birbiri ardına… Yanında termometresi, sıcak su şişesi, yağmurluğu olmadan bir yere gitmeyen insanlardandım; yeniden yaşama fırsatım olsaydı, gezerken üzerimde daha az ağırlık olurdu. Yaşama fırsatım olsaydı yeni baştan, ilkbaharda daha erken kalkar, sonbaharda daha geç yatardım. Daha fazla dansa giderdim. Atlıkarıncaya daha fazla binerdim. Daha fazla papatya toplardım…
Nadine Stair ( 85 yaşındayken yazdı)
“Yaşlanma” bir olgudur. “Hissettiğiniz kadar yaşlısınız” deyimi yaşlılığa karşı olumlu bir tutumu ve imajı ifade eder. Birçok yaşlı başarılı bir yaşlılık geçirir. Olumlu bir tutuma sahip olmak kişiye sadece yetenek ve ilgilerinden en iyi biçimde yararlanmayı sağlamakla kalmaz, sürekli olarak yeni fırsatlar yaratır; yaşamın son döneminin sürekli bir gelişme olduğunu, yaşam boyunca kazanılmış deneylerin, aklın, ilgilerin, anlayışların ve hoşgörünün işe yaradığını anlatır. O zaman bu süreç gençliğin kaybolmuş olmasından çok yaşlılık döneminde gelişmenin varlığını düşündürür.
Yaşlılıkta başarılı olmanın bir yolu da yaş farkını ve nitelik farkını kabullenmektir. Gençlikte çok umutları olan kişi, fiziksel etkinliği devam eden yaşlı bir kişi kadar başarılı değildir.
Yaşlı açısından en büyük engel; yaşama karşı önyargı ya da yaşlılara karşı gösterilen farklı muamele değil, yaşlandığımızda olumsuz bir imaj benimsemektir; düşkünlük, yoksulluk, yalnızlık, yararsızlık, çaresizlik gibi inançlara bağlı kalıpların olduğunu kabullenmektir.
Ünal Huzur ve Özel Bakımevleri bu bilinçle hareket ederek, yaşlılık dönemlerindeki zorlukların üstesinden gelme becerilerinin gelişmesine katkıda bulunmaktadır. Yaşlılarımızın kendini yalnız, çaresiz, düşkün hissetmemelerini sağlamak tek amaç ve hedef olmuştur.
